26 Mart 2007 Pazartesi

Kişisel ve Toplumsal İntihar olaylarından örnekler.

Yıl 11 Eylül 2001 Amerika Birleşik Devletlerinde ikiz kulelere yapılan intihar saldırısı sonucu üç bin beş yüzün üzerinde masum insan hayatını kaybetmiştir. Her zamanki gibi sakin bir sabah görüntüsü veren New York ta ki ikiz kuleler ile ABD nin beyni durumunda olan Pentagonda ardı arında düzenlenen intihar saldırıları, çarpan uçaklar bir anda tüm dünyanın bir numaralı haberleri arasına girmişti. Binlerce insan bu olayda hayatını kaybetti. Yine çok yakın bir zamanda yaşadığımız ve ülkemizde herkesi üzen 20 Kasım 2003 tarihinde İstanbul’da iki ayrı yerde meydana gelen İntihar girişimli bombalı saldırı sonucu 42 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce vatandaşımız da yaralanmıştı. İlk patlama saat 10,55 sularında HSCB bankasının Genel Müdürlüğü binası önünde gerçekleşti. İkinci patlama ise bu olaydan hemen sonra Beyoğlu’ndaki İngiliz Başkonsolosluğunu önünde meydana gelmişti. İspanya’nın Madrid şehrinde bir trende meydana gelen bombalı eylem, komşumuz Irakta bombalı intihar olayları, yüzlerce, binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Bunları yazmakla bitiremeyiz. Her gün buna yenileri eklenmektedir. Pek çok masum insanın bu olaylarda hayatlarını kaybetmesi ve ağır yaralanmalarının yanında bizi üzen bir başka yönü ise, o gün tüm dünya televizyonları yaşanan bu olayları göstererek halkına, Müslümanların bu tür eylemler yaparak suçsuz insanların ölmelerine neden olduklarını anlatmakta, dinimizi kötü bir propagandaya alet etmektedirler. Bu yaşananlar düşmanların ekmeğine yağ sürmekte ve istediklerine kavuşmaları sağlanmaktadır. Hepimiz biliyoruz ki Müslümanlık, Sevgiyi, saygıyı, yardımı, barışı, hak ve adaleti insanlığı ön planda tutan bir dindir. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Başka dinden de olsa Ona ve başkalarına zulmetmez. Onun kanına, ırzına, namusuna, zarar vermez. Bu ve buna benzer hiçbir olayla ilgisi yoktur. Yeryüzündeki mevcut bütün dinlerde, kötü niyetli kişiler insanların en hassas olduğu konu olan dini, inancını kullanarak onları oyuna getirerek istediklerini yaptırmakta ve kendilerine menfaat sağlamaktadırlar. Bu tür eylemlere asla müsaade edilmemelidir. Bilinmelidir ki kötülükle hiçbir sorun çözülmez, aksine daha da alevlenir, çıkmaza sürükler. Düşmanlarımızın, kötü düşüncede olanların istediği de budur. Onlar, dünyayı yavaş, yavaş yok etmekte kendileri gibi başkalarını da ateşe sürüklemektedirler. Bir başka dünya yoktur. Onu korumak ve yüceltmek, yaşanır hale getirmek biz insanların ve devletlerin görevidir. Çabamız, insanlığın mutluluğu ve huzuru, dünyamızın ve çocuklarımızın geleceği için el ele vererek bu yanlışı düzeltmek olmalıdır.

Bu konu ile ilgili olarak biz Müslümanların kutsal kitabı olan kuranı kerimin Mâide Süresi 32 ayetinde “Her kim İnsanı, bir nefse karşılık veya yeryüzünde öldürmeyi gerektiren bir hareketi olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir insanın hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur! Celâlim hakkı için, resullerimiz onlara açık delillerle geldiler. Sonra içlerinden birçoğu bütün bunların arkasından hâlâ yeryüzünde fesad ve cinayette ölçüyü kaçırıyor!” demektedir. Yine bu konu ile ilgili En’âm süresi 151 ayetinde “De’ki; Geliniz, size Rabbiniz neler haram kıldı okuyayım. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın! Babanıza, Ananıza iyilik yapmaktan ayrılmayın! Yoksulluk yüzünden evlatlarınızı öldürmeyin, size de onların da rızkınızı biz veririz. Zinaya ve benzeri kötülüklere, açıktan açığa veya gizli de olsa, yanaşmayın! Allah’ın muhterem kıldığı nefsi haksız öldürmeyin! İşte Allah size bunları ferman buyurdu, umulur ki akıl edersiniz” buyurmuştur. Furkan süresi 68 ayetinde de “Ve onlar Allah’tan başka tanrılara tapmazlar, Allah’ın haram kıldığı nefsi, haksız yere öldürmezler, zina yapmazlar, her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarpılır.” der.

Yukarda kuranı kerimden alınan bu surelerde insan öldürmenin ne kadar büyük bir günah olduğunu açıklamaktadır. Bununla ilgili pek çok ayet vardır. Bizleri yaradan yüce Allah hangi dinden, milletten olursa olsun mutlaka bunları yapanları cezalandıracaktır, bundan kaçış yolu yoktur. Kurallar bellidir.

Bu eylemleri ve olayları geçmiş yıllara göre mukayesesini yaptığımız vakit, gün geçtikçe arttığını ve toplumların huzurunun bozulduğunu, insanların içini korku kapladığını görmekteyiz. Şehirlerde alkol, hap, uyuşturucu, kullanımı artmış, kesici ve öldürücü aletlerin taşınması ve kullanılması yasaklara rağmen engellenememiş, denetimler de yetersiz kalınca artık ülkelerin kendi sınırları içinde yaşanan bu şiddet olaylarına insanlar kendileri müdahale etmek zorunda kalmıştır. Ölümlerle sonuçlanan olaylar nedeniyle insanlar geleceklerinden endişe duymaya başlamışlardır. Tüm dünyada, kapkaç, soygun, yaralama, tecavüz olayları, canlı bombalar, terör saldırıları beklenmedik zaman ve mekânlarda faaliyete geçmiş, insanlar yalnız başına sokağa çıkmaya, alışveriş yapmaya, çekinir olmuşladır. Maddi ve manevi zarara uğrayan insanlar, kendi yöntemleri ile kendilerini koruma altına almak istemişlerdir. Çığ gibi artan bu olaylar karşısında herkes silah taşır duruma gelmiş, adeta kişiler kendi kurallarını kendileri koyarak uygulamaya başlamışlardır. Kendilerini ve ailesini tehlikelerden korumak için ruhsatlı veya ruhsatsız silah, kesici alet gibi öldürücü silahları taşıyan insanlar güvenlik güçlerinin müdahalelerine rağmen, karşılaştıkları sorunları şiddete, şiddet uygulayarak çözmektedirler. Huzur ve güven ortamı gün geçtikçe azalmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder