21 Haziran 2007 Perşembe

17 Haziran 2007 Pazar

Babalar günümüz kutlu olsun(Tüm babalara)

Bugün 17 Haziran 2007 ve babalar günü. Mutluyum. Huzurluyum ve aynı zamanda hüzünlüyüm. Bu mutluluğu çocuklarımla paylaşırken, göz pınarlarımdan akan sevinç yaşlarından pek çoğu şu an babası olmayan, öksüz ve bu mutlu günü onlarla paylaşamayanlar içindi. Yakın zamanda TV. kanallarında üzülerek seyrettiğimiz o şehit babaların çocukları ve daha niceleri gözümün önünden bir filim şeridi gibi geldi geçti. Yüreğim sızladı. Üzüntüm işte bundandı. Bir yanda elinde küçük ama manevi değeri büyük bir hediye ile babasını kucaklayanlar,bir diğer yanda ise üç gün önce onu kucaklayan ve baba kokusunu hala içinde tutmaya çalışan yetim kalmış çocuklar. İşte bugün herkes tüm babalar onları bağrına basmalı. Sokaktan geçen her kim olursa olsun onları sevgiyle kucaklamalı. Belki o da bunun özlemini duyan bir yetimdir. Tüm babaların babalar gününü kutlu olsun.
Şiirlerimden bir alıntı.
BENİM MEMLEKETİM

Ne şehitler verdik biz bu topraklarda,
Ne gaziler vardır hâlâ aramızda,

Belki sende bir şehit oğlusun,
Belki de bir gazi torunusun,

Neden böyle davranıyoruz birbirimize,
Niçin silahlar çekiyoruz kendimize, gençliğimize,

Bak ben Bolulu Hasan çavuşun oğlu Mehmet,
Sende Adanalı yağız onbaşının oğlu Ahmet,

Saymakla bitiremeyiz Ayşe sultanın kızı Fatma’yı,
Bir omzunda mermi taşırken diğer omzunda ki Kezban’ı,

Bağırmak, haykırmak istiyorum yedisinden yetmişine,
Bu vatan için seve, seve canlarını verenlere ninelere, dedelere,

Bunca çekilen açlık, sıkıntı, yokluk, neye,
Bu vatan evlatları birbirini öldürsün mü diye,

Kalk Atam! Şöyle etrafına bir bak, neler göreceksin,
Burası benim memleketim değildir diyeceksin,

Neden böyle davranıyoruz birbirimize,
Niçin silahlar çekiyoruz kendimize, gençliğimize,

Sen bir şehidin oğlu, beklide bir gazinin torunusun,
Savaşta şehit düşen ataların, bacıların gururusun,

Kulak ver sesimize, sahip çıkalım memleketimize,
Burası benim memleketim deyin haykıralım birbirinize,

Kim dil uzatırsa uzatsın, yalandan tohumlar atsın,
Arkamızda, yüreğimizde derin yaralar açsın,

Burası benim memleketim, asla müsaade etmem,
Ölürümde vermem onu kimseye yar etmem,

Kemal yüzbaşım, Hasan Çavuşum, Ali onbaşım,
Ayşe’m, Fatma’m, Ninem, sultan bacım,

Yüreğinizi ferah tutun, biz neler gördük neler,
Burası benim memleketim sonsuza dek yaşatmaya değer.

15 Haziran 2007 Cuma

Dünyada hayvan katliamına son!!!!

Biraz neşelenelim istermisiniz.......İşte fıkralar.

İnternetten bulduğum güzel Temel fıkraları ile biraz neşelenelim istedim ve bunları sizlerle paylaşmaya karar verdim. Karadenizli hemşerilerimiz bunlardan sakın alınmasınlar. Temel karadenizlilerin artık simgesi haline geldi. O, temiz, yürekli ve cessur olan, etrafa mutluluk veren biri.

Temel Morgda
Morga gelen üç cesedi görmesi için savcı çağrılır. Morga gelen savcı üç cesedi de inceler ve şaşırır,
Bu ne iştir!...bu cesetlerin üçü de gülüyor, der.
Orada bulunanlar durumu anlatmaya başlar,
• Savcı bey, bu ilk ceset Mehmet beye ait. Sayısal Lotodan altı tutturunca sevinçten dayanamadı ve kalpten öldü.
• Peki, bu ikincisi niçin sırıtıyor? Der savcı.
• Bu Hasan bey, ellinin üzerinde genç ve güzel bir bayanla evlenmiş ilk günü zifaf gecesi kalbi bu mutluluğa dayanamadığı için ölmüş.
• Savcı bu sefer kömür gibi simsiyah bir cesedi göstererek, Peki bu kömür gibi olmuş hali ile neden gülüyor der.
• Bunun adı Temel. Yıldırım çarpmış.
Fotoğrafını çekildiğini sanmış ondan sırıtmış garip..

Gerdek Gecesi
Temel Fadime ile evlenir. İlk gece Fadime Temele,
Saçım dağınıksa olmaz,
Saçım toplu ise belki olur belki de olmaz,
Başım bağlı ise olur der.
Bunun üzerine Temel de Şartlarını Fadime ye anlatır.
Bir duble içki alırsam olmaz,
İki duble içki alırsam belki olur, belki olmaz,
Üç duble içki alırsam saçına başına bakmam ......olur der

Temelin Kaynanası
Temel bir gün üstü başı paramparça kahveye gelmiş. Arkadaşları ne oldu sana böyle demiş.
• Kaynanam öldü de onu gömdük.
Kahvedekiler şaşkın bir şekilde iyi de bu halin nedir böyle der.
• Biraz çukur derindi de ondan der.
Mezarlık
Temel in evi mezarlık yolu üzerindedir. Her gece korkarak bu yoldan geçer.
Arkadaşları,
• Korkulacak bir şey yok, mezarlıktan geçerken şarkı söylersin, hiçbir şey olmaz derler.
Temel bu öneri üzerine mezarlıktan geçerken korku içinde bir türkü söylemeye başlar.
• Ay akşamlar ışıktır der demez.
Hemen arkasından müthiş bir koro,
• Yaylalar, yaylalar sesi gelir.

Öldükten sonra
Temel karısı Fadime ye döner ve bir soru sorar,
• Fadime ben öldükten sonra sen ne yaparsın?
Fadime bu sorunu altında bir şeyler çıkacağını düşünerek cevap verir,
• Ben ölünce sen ne yapacaksan ben de onu yapacağım der.
Temel hiddetli bir şekilde bağırır,
• Oros....!

Zifaf gecesi
Temel evlendiği gün zifaf gecesinde karısını bakire olmadığını öğrenir öğrenmez soluğu kızın
Babasını evinde alır.
• Kızın bakire değilmiş der ve anlatır.
Bunu duyan kızın babası hiddetle,
• Onun anası da öyle çıkmıştı, kim yapayı bunları? Der.
Dün kız çıkmıştı,
Temel sevgilisi Fadime ile evlendiği gün, horonlar tepilir, davullar çalınır, yemekler yenir.
Gece geç saatlerde ihtiyar heyeti toplanarak düğünün sonunda Temeli yanlarına çağırarak
namus dersi vermek isterler. Temele dönerek, Fadime, kız çıkarsa, Sabah ezanına doğru
Pencereden havaya üç el ateş et ki biz de köyümüzün namusuna leke gelmediğini bilelim
deler. Bunu onaylayan Temel in sırtına vurarak gerdek odasına sokarlar. Sabah olmuş ezan
vakti yaklaşmış Temelin evinden üç el silah sesi gelmiş. Köy ihtiyar heyeti tamam bir
problem yok diyerek sevinmişler. Ogün Temeli ortalıkta görememişler. Sabah ezan vakti
yaklaşmış yine üç el silah sesi duyulmuş. Bu sefer köylüler şaşırmış ve Temelin evine koşmuşlar.

Fadime yi kanlar içinde yerde yatar bulmuşlar. Köylüler hep birlikte Temele ne olduğunu
sorarlar. Temel sinirli bir şekilde,
• Dün kız çıkmıştı, bugün çıkmadı, bende vurdum "oros..."yu der.

Kısmetsiz baba,
Temel, Yunus a babam öldü der.
Yunus, neden öldü der,
• Apartmanın beşinci katından düştü,
• Eyvah parçalandı mı? Der.
• Yok, girişteki dükkânın tentesine düşünce oradan havalanıp karşı apartmana yöneldi,
• Apartmana mı çarptı yoksa? Der.
• Yok, karşı apartmanın balkonunda çamaşırlar asılı idi, çamaşır ipine takılıp fabrikanın bahçesine yöneldi.
• Orada mı öldü? Der.
• Yok, Orası çelik yay fabrikasıymış, bahçesindeki yayların üzerine düşüp tekrar havalandı,
• Peki sonra ne oldu der Yunus?
• Sonrası ne olacak, baktık bir türlü yere inmiyor biz de onu vurduk, Der.

Bir salata tabağı(Mozaik çalışma)BS çizim

Bir fener(BS çizim)