29 Aralık 2009 Salı

Hac ve ibadetin serüveni.

4 Kasım gece saat 08,30.Yolcu bekleme salonundayız.Gümrük ve diğer işlemler için hava alanına 4/5 saat önce gelmemiz istenmişti.Çünkü 11'nci kafile saat 00,15 de THY uçağı ile Medineye hareket edecek. Diyanetin verdiği kumaşlarla diktirdiğimiz Hacı elbiseleri tek tip ve renkte erkekler ve bayanlar, eşleri, çocukları ve yakınları ile hacı adaylarını yolcu etmek için anonsu bekliyor.İlk anons geldi.Domuz gribi aşısı içindi bu anons. 270 adayın pek çoğu bu aşıdan vuruldu. Pasaportlarımız dağatıldı.Boynumuzda hac süresi boyunca durması istenilen kimlik belgelerimiz ve Uçağa giriş biletleri verildi.İçimiz heyecan dolu zamanın bir an önce gelmesi için sık sık saate bakıyorduk. Nihayet o son anons da geldi.Bizleri yolcu etmeye gelen yakınlarımızla vedalaştıktan sonra,hüzünlü ama huzurlu bir yolculuk için gümrük çıkış kapısına doğru yöneldik. Bizden istenen Aşı kartını ve Bankaya 15 TL ödiyerek almış olduğumuz yurtdışı Harç çıkış makbuzunu ilgililere göstererek yakınlarımızla son kez göz temasından sonra uçak giriş kapısına doğru yöneldik. Havadan bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu.Oturma sıra numaralarına bakılmadan biletlerimizi ilgililere vererek uçağa bindik. THY biz hacı adaylarına orada kullanmak üzere küçük ama şirin bir çanta hediye etti. İçinde neler yok ki,seccadesine varıncaya kadar herşey düşünülmüş.Kâbe'nin yönünü gösteren Pusula,buralarda kullanılmak üzere ayakkabı veya terlik torbası,gibi ihtiyaçlar içine konmuş. Gece saat 01,00 ve yapılan anons ile Medineye doğru havalandık. Kimimiz uçağın penceresinden merakla etrafa bakıyor, kimimiz de yol boyunca yanımızda ilk kez tanıştığımız arkadaşlarla muhabbet ediyorduk. Gözümüze uyku girmiyordu. Yaklaşık bir saat sonra herkes bir biri ile kaynaşmış, muhabbet koyulaşmıştı. Yemek servisi başladı. Sıcak konuşmaların ardından yenen sıcak yemek içimizi ısıtmıştı adeta. Sakin ve sorunsuz bir yolculuktan sonra Medine'ye yaklaştığımızı, pilotumuz anonsu ile içimizdeki heyecan birden ikiye katlandı.Saat 16,40 gösteriyordu.Sudi Arabista ile aramızda 1 saat ileri zaman farkımız var.Saatlerimizi bu nedenle ileri aldık. Burada hava İzmir'e göre daha erken aydınlanıyor ve sıcaklık 27 derecenin üzerinde. Uçağımız alana yuımuşak bir iniş yaparak gümrük giriş bölgesine geldi. Dünyanın pekçok yöresinden Hac için Medine'ye gelen uçak sayısının ve gelen Hacı adaylarının çokluğundan gümrük işlemleri çok yavaş gittiği için yaklaşık 2 saat kadar uçağın içinde beklemek zorunda kaldık. Neyse ki son yapılan anons ile uçaktan ayrıldık ve bekleme salonuna otobüslerle gittik. Bizden önce gümrük işlemleri için sırada bulunan birbaşka ülkenin Hacı adaylarının işlemleri bittikten sonra,sıra bizlere geldi. Bunun için yaklaşık bir saat da burada bekledik.Bir görevli. Tüm hacı adaylarına, pasaportlarının arasındaki aşı kartlarını göstermelerini istedi. Bekleme sırasında bu kontroller yapıldı. Sıra bizim guruba gelmişti ve hepimiz bayanlar ayrı, erkekler ayrı yerlerde tek sıra halinde sıralanarak her kontrolün önünde beklemeye başladık. Pasaportlarımızı, aşı kartlarımızı, yetkili gümrük polisine veriyor onun talimatları doğrultusunda hareket ediyorduk.Beş parmağımızın izi alındı. Fotoğrafımız çekildi. Tüm bu işlemler bir kişi için 3/5 dakika sürüyordu. Bu işlemlerden sonra el bagajları kontrol ediliyor ve Hac ile ilgili Türkçe kitapçıklar dağatılıyor, oradan da Diyanetin hazırlattığı otobüslere biniyorduk. Pasaportlarımızı ilgili yetkililer aldı ve diyanet görevlisine teslim etti.Burada da uzun bir bekleyiş oldu. Tüm 270 hacı adayının işlemleri bittikten sonra Sudi Arabistanlı bir yetkili son yoklamaları yaptıktan sonra otobüsümüz hareket etti. Valizlerimiz bizler otobüslere binmeden önce yola çıkmıştı.Kafile başkanımız olacaklar hakkında bize bilgi veriyor bir yandan da "Lebbeyk" diyerek dualar ediyorduk. İlginç bir anans ile herkez ellerini ceplerine doğru götürdü. Çünkü, otobüs sürücüleri, yaptıkları iş karşılığı yolculardan alınan paralarla bahşiş topluyorlarmış.Bunun bir sınırlaması yokmuş. Kimi 1 Sudi Arabistan Riyali, kimi 3 veya 5 Riyal ya da 5/10 Türk lirası verebiliyor. Burada 1 Türk lirası yaklaşık 2,30 Sudi Arabistan Riyali yapıyor.Paramızın bu ülkede değerli olduğuna sevindik. Yaklaşık 30/40 dakikalık bir yolculuktan sonra Otelimizin önüne geldik.Valizlerimiz odalarımızın katlarına çıkartılmış onları alarak odalarımıza yerleştirdik. Hiç beklemeden topluca ibadet için Otelimizin hemen 300 metre kadar uzağında bulunan Mescid-i Nebevi'ye gittik. Bayanlar ayrı kapıdan, erkekler ayrı kapıdan mescid içinde namazlarımızı kıldık.(Seferi olduğumuz için farz namazlarımızı iki rekât kıldık)Bizim gibi her yerden akın akın insanlar ibadet için buraya geliyordu. Her yer hareketli ve cıvıl cıvıl insan kaynıyordu.
Hz. Peygamber(s.a.v)in Medine'ye hicretinden sonra ashabıyla inşa ettiği bu Mescid-i Nebev-i, Mesicid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra yeryüzündeki en faziletli mesicid tir.Hz.Peygamber efendimizin kabr-i şerifi de bu Mescid'in doğu yönünde bulunan yerde

İşte bunlardan bazı örnekler.Mescid'in geniş avlusu önünde guruplar halinde toplanarak ibadet edenler,dua edenler, dinlenenler ve yatanlar ve muhabbet edenler hiç eksik olmuyor.24 saati dolu bir yer burası.





Meraklı bakışlarla etrafı izleyenler,

Din görevlilerini can kulağı ile dinleyenler,


Hatıra fotoğrafı çektirenler,


Su sorunu yok. Mescid'in içinde bulunan termusların içinde zemzem suyunu her istediğin anda içebilirsiniz. Dış avluda devamlı akan soğuk su var.

Erkekler ve bayanlar için mescid'in 10/15 metre altında ve uzağında Tuvaletler, abdest alma yerleri var ve buralara yüreyen merdüvenlerle inilip de çıkılabiliyor. Her yer tertemiz. Bunun için görevliler bu alanları 24 saat temizliyor ve yıkıyorlar.En hoşuma gidenlerden biri de buranın temizliği için gereken itinanın gösterilmesi idi. Derler ki "Bal dök yala" aynen öyle temizleniyor.


Gündüz ve öğle güneşi namaz kılanları etkilemesin diye mescidin hemen önüne çok güzel düşünülmüş bir şemsiye sistemi ile önlenmeye çalışılmış.Güneşli havalarda yetkili görevliler otomatik bir açma sistemi ile açıyor, güneş gittikten sonra kapanıyor.İşte bir örnek.



Otellerin pek çoğu Mescid-i Nebevi'ye çok yakın. Yürüme mesafesinde, yaklaşık 300 ile 500 metre uzaklıkta. Oteller bakımlı, mutfakta türk ahçıları Kahvaltı ve yemekleri hazırlıyor. Sabah kahvaltısında çoğunlukla, Çay ve poşet süt(250 mgr)Beyaz peynir,siyah zeytin, Küçük poşetler içinde hazır bal veya reçel,Her sabah değişik çorba,ekmek akşam yemeklerinde ise Sebze yemekleri, bulgur veya pirinç plavı. makarna,yeşil karışık salata,Bazen etli suku yemek,tatlı(Baklava, Helva) meyva(Muz, elma ve portakal)Bol miktarda içecek olarak meşrubat ve su.

yazımız DEVAM EDECEK

15 Aralık 2009 Salı

Hac 2009 Mekke ve Medine'den Hac görüntüleri





Fotoğraflar.Metin Aksac Fotoğraflar.(Metin Aksac) Peygamber efendimiz'Hz.Muhammet (s.a.v)'in Hz. Ebubekir ve Hz. Ömerin kabirlerine. ziyaret için gidilen giriş kapıları. Peygamber efendimiz'Hz.Muhammet (s.a.v)'in Hz. Ebubekir ve Hz. Ömerin kabirleri yeşil ve beyaz kubbelerin altı.
Mescid-i Nebevî(Medine)
Hira dağı ve dağa tırmananlar.


Arafat,




İlginç görüntüler. Çok yakında 2009 Hac' ile ilgili tüm çekimler.Fotoğraf ve görüntüleri hac ile ilgili geniş bilgi "Metin Aksac 2009 hac rehberi" adlı yeni sitede yayınlanacakrır.Bilgilerinize.http://metashacrehberi.blogspot.com adresinden siteye ulaşabilirsiniz.