7 Haziran 2008 Cumartesi

Rüzgâr santralleri ve enerji tasarrufu.

20 ci yüzyılın en büyük nükleer kazası Ukrayna'nın Kiev iline bağlı olan Çernobil'de 26 Nisan 1986 yılında yaşandı,Ülkemiz dahil tüm çevremiz ve Avrupa ülkeleri bu sızıntının getirdiği yaraları sarıyor ve daha yıllarca sarmaya devam edecektir. İnsanlar artık bu ölümcül ve kalıcı sıkıntıları yaşamak istemiyor. Önümüzde yaşanan pek çok canlı örnekler varken halâ nükleer santral konusunda ısrarcı olmak ve yeni teknolojiler kullanılacak diye bahsedip bir sorunun yaşanmayacağını kimseler garanti veremez. Hele, bugün Küresel ısınma ve tabii afetlerin sık sık yaşandığı bir dünyada iken.İnsanlarımız geçmişte yaşanan nükleer santral kazalarından ve yaşanan feleketlerden yeteri kadar dersini almıştır. Ülkemizde bu tek bir çözüm olarak gösterilse de tabiat ananın insanlara gösterdiği daha güvenli, olanaklar ve kolaylıklar varken böyle bir olaya girmek çevreyi, halkı, insanları riske atmak doğru değildir. Tüm dünya bunun farkına varmış ve yeni yol haritalarını rüzgar sanfralleri ve başka enerji kaynaklarını kullanmaya başlamışlardır. İyi düşünmek ve doğru karar vermek en hayırlısı olacaktır. Bence en doğru olanı önce halkını, geleceğini ve çevresini düşünmektir. Pek çok ülkede nükleer atıklar büyük sorunlarıda beraberinde getirmiş imha edemedikleri ve pahalıya maal olduğu için nükleer reaktörlerini kapatmaya başlamişlardır. Bu atıklar geleceğin felaketidir.

Nükleer santral kurup enerjiyi tek bir yerden tüm ülkeye dağıtmak ve büyük risk almak ve daha büyük maliyetler ödemek yerine, elektrik enerjisini o yörenin yakın yerlerine kurulacak rüzgâr santralleri ile daha az maliyetlerle çok yöreye elektrik ulaştırmak mümkün olabilir. Dünyada pek çok ülke artık Nükleer reaktörler kurarak bu sorunu çözmek ülkelerinde büyük risk taşımak yerine, daha akılcı yöntemlerle tabiatın gücünden yararlanma yoluna gitmekte ve tabiatı ve dengeyi bozmadan enerji sorunlarını çözmektedirler. Pek çok ülke bu konuda ülkelerinde Rüzgâr santralleri kurarak enerji açığını kapatma yolunu seçmektedir. Elektirik elde etmek için kuruluşların birbirleri ile girdiği rekâbet ve Rüzgar santralleri ile ilgili bazı bilgileri sizlere aktarmak istiyorum.
Türkiyede elektirik TEİAŞ ve TEDAŞ olarak sözde iki farklı kurum var.Biri Elektiriği satın alıyor(TEİAŞ), diğerine veriyor (TEDAŞ) o da dağatımını yapıyormuş.
Elektirik üretimi çok kârlı bir iş olduğu için pek çok taliplisi var.Üretip TEİAŞ'a satmak için.Âdeta borsa gibi günlük fiyat belirleniyormuş.Rüzgâr santrallerine gelince. 1 Megawatlık rüzgâr santrali yaklaşık 2 milyon USD'rıymış ve bugün sipariş verdiğinizde ancak 4 yıl sonra santrali alabiliyormuşsunuz.Bu kadar çok talep olduğuna göre demek ülkeler hem kendi halkını güşündüğü hemde dünya nimetlerinden faydalanmanın yollarını bukduğu için bunu tercih ediyorlar.Şİmdi çoğu ülke nükleer enerjisini terk edip bu yola dönmeye çalışmaktadırlar. Nükleer enerji santrallerine göre çevreye zararı yok denecek kadar azdır.İşte bazı örnekler..
Bu konuyla ilgil daha detaylı bilgi aşağıdaki site adresinden takip edebilirsiniz. http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Rüzgar_enerjisi

http://www.eie.gov.tr/turkce/ruzgar/ruzgar_index.html



Yukarıda gördükleriniz ise değişik ülkelerde yapılan Rüzgar santralleri.
Aşağıda İzmir'in Çeşme ilçesindeki rüzgar santrali.

Burası Hollanda.Tarla ortasında santral.

BURASI AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE BİR OTOYOL.





Yukarıdaki resimlerde ise bir başka ülkede yapılan Rüzgar santralleri görülmektedir.
Enerji kullanım bedeli gün geçtikçe artıyor. Artık tasarruf yapma, gereksiz elektirik sarfiyatlatrından kaçınma zamanı gelmiştir. Barajların susuz kalması, petrol fiyatlarındaki dengesiz artışlar, enerji kayıpları ve artan vergiler nedeniyle insanlar artık evlerinde ve iş yerlerinde elektirik kullanımında bir dizi önlemleri almak zorunda kalmıştır. Bu durum uzun bir süre daha böyle devam edeceğe benzer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder