28 Mayıs 2007 Pazartesi

26 Mayıs 2007 Cumartesi

Küresel ısınma

Dünyamız Cançekişiyor.

Türkiyede İntihar ve Batman İlimiz

Güney doğuda şirin bir yer olan Batman, ülkemizde en çok intihar olaylarının yaşandığı bir ilimizdir. Burada yaşanan olaylarda kadınların birinci sırayı aldığı, yaşlarının on dört ile yirmi beş arası olduğu ve ilaç kullanarak intihar girişiminde bulundukları, intihar eden kadınların % 46 sı bekâr, % 15 i imam nikâhlı, % 11 de resmi nikâhlı olduğu tespit edilmiştir. Bu ilde yaşanan intihar olaylarının nedenleri araştırılmış ve şu kanıya varılmıştır. Aile içi şiddet ve yaşanan intihar olaylarının neden ve sonuçlarını yetkililer, töre cinayetleri yerine intihara zorlama yapıldığı konusunda şüpheleri olduğunu söylemektedirler. Aile içi şiddet vakalarının Emniyete çok azının yansıdığını ve ailelerin bu konuda bir şey söylemek istemediğini vurgulamışlardır. Bir diğer neden ise, evlenme ve eş seçiminde kararı çoğunlukla anne ve babaların verdiği, erkeklerin birden fazla kadın ile evlenmeleri ve özellikle kadınların yaşça büyük erkeklerle evlendirilmeye zorlanmasından kaynaklandığı vurgulanmaktadır. Son altı yılda Batmanda yaşanan 60 intihar olayında 23 erkek, 37 bayan yaşamını yitirmiştir. Artık bu son olsun. Genç kızlarımız yaşanan bu olaylardan dolayı çaresiz kaldıklarını ve böyle bir eyleme başvurduklarını belirtmişlerdir.

MEZHEP AYRILIKLARI NEDENİYLE İNTİHAR EDENLER.

Birbirlerini deliler gibi seven iki sevgilinin aileleri tarafından evlenmelerine izin verilmeyince, birlikte intihar ettikleri haberiydi. Konu, Alevi olan oğlana, kızlarını vermeyen bir aile dramıydı. İki sevgili tüm çabalarına rağmen evlenmeleri için ailelerini ikna edemeyince birlikte son yolculuğa çıktılar. Babasının beylik tabancası ile ilk kurşunu sevgilisine daha sonraki ikinci kurşunu kendine sıkan her iki genç olay yerinde can verdi. İki sevgili yan yana gömüldü. Bu olay her iki aileyi de perişan etmiş ve tepkilerini şöyle dile getirmişler. "Yanlış yaptık, başkalarının sözlerine kandık, keşke evlenmelerine izin verseydik de bunları yaşamayacaktık" demişlerdir. Bu olay ülkemizin pek çok yöresinde yaşananlardan sadece biri olup diğer yörelerimizde de aynı akıbetler yaşanmış ve aynı kötü sonla noktalanarak yakınlarını perişan etmişlerdir.Bu konu ile ilgili olarak buradan http://www.huizen-alevi.nl/Turkce/dosyalar/Alevilik_nedir.html daha
detaylı biligi de alınabilir.
Alevilik nedir ve nasıl doğmuştur. Bu konu hakkında bazı bilgilerin verilmesinde yarar görmekteyim.

Alevilik, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed in vefatından sonra ortaya çıkmıştır. Peygamber efendimizin ölümünden sonra kimin halife olacağı tartışmaları Alevi ve Sünni meselesini gündeme getirmiş ve bu yüzden bilinçsizce söylenen ve yazılanlar sonucu istenmeyen olaylar bu günlere kadar taşımıştır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in soyundan olan kızı Hz. Fatma’yı eş olarak verdiği Hz. Ali’yi daha sağlığında iken bütün savaşlarda onu komutan olarak atamış, Mekke’ye hicret ettiği zaman da ailesine ve işlerine bakmak üzere Hz. Ali’yi yerine bırakmıştı. Hatta pek çok kez dile getirmiş, ölümünden sonra Hz. Ali’nin halife olmasını istemiş, ancak vasiyetini yazamadan ölmüştür. Ölümünden sonra kimin halife olacağı tartışma konusu olmuş, gerginlik yaratmamak için Hz. Ali bu haksızlığı sineye çekerek Hz. Fatma’nın onaylamamasına rağmen önce Ebu Bekir daha sonra Ömer ve Osman sırasıyla halife olmuşlardır. Üçüncü halife Osman’ın ölümünden sonra yaşanan huzursuzluk ve kargaşa olayları artınca Hz. Ali Müslümanların yeni halifesi seçilmiştir. Hz. Ali, On yaşlarında iken Hz. Hatice’den sonra ilk Müslüman olanlardandır. “Allah’ın Aslanı” unvanı ile de anılır. 24 Ocak 661 de uğradığı bir saldırı sonucu Hz. Ali şehit olur. Hz. Ali’nin ölümünden sonra olaylar daha da büyümüş bu halifelik tartışmaları Alevi, Sünni meselesinin doğmasına sebep olmuştur. Alevilik, değişik dedikodular ve anlatımlar sonucu günümüze kadar yanlış aktarılmış ve istenmeyen olayların meydana gelmesine sebep olmuştur. Son zamanlarda bu konu üzerinde çıkartılan yayınlar bu yanlışlığı düzeltmek ve halkımızı aydınlatmak içindir.

Değişik kurum ve derneklerin bu konu üzerine açıklamaları ise şöyledir.

*Allah’ın varlığına, birliğine. Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve İslam dinin temel inançlarına, Müslüman’ım diyen herkes, kendilerine ne isim verirlerse versinler Müslüman dır ve kimselerin birbirleriyle evlenmelerine dinimizce bir sakıncası yoktur.

*Mezhebi ne olursa olsun bir kız ve bir erkek birbirleriyle evlenebilir. Peygamberin getirdiği Kuran'a inanan ve onun hükümlerini kabul eden herkes Müslüman dır.

*İnsanlar arasında ayrım yapmak tanrıya isyandır. İnsanlar kulaktan dolma ve hiçbir gerçek payı olmayan bilgilerle iftiralara inanmaya devam ediyor. Cahil alevi dedeleri ile cahil suni hocaların senelerdir yaptıkları yanlış yönlendirmeler sonunda toplum bu hale sokuldu. Binlerce genç aynı nedenlerden ayrılmak zorunda kalmıştır. Özellikle suni kesiminde mum söndü iftiralarına hala inanılıyor. Toplumun birbirlerini tanımaması yüzünden yanlış şeylerle karşılaşıyoruz ve üzülüyoruz. Bu yanlışı düzeltmeliyiz.

*Alevi, Sünni ayrımı maalesef yapılıyor. Alevinin kestiği yenmez, Alevilik sapkın bir inanç, mum söndü yaparlar diye yıllardır bu bilgisiz kişiler tarafından söylendi ve sürdürüldü. Bunun bir an önce ilgili kurum ve kuruluşların yetkilileri tarafından tüm açıklığı ile aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir. Halkımız bu konuda bilgilendirilmeli bu yanlış imaj düzeltilmelidir. Aleviler namuslu insanlardır. Bazı kişiler tarafından ortaya atılan iftiralardır. Demişlerdir.

Bu konu ile ilgili pek çok yöremizde yaşanan kısa bir olayı örnek vererek dile getirdim. Buna benzer pek çok olay yaşamış ve hala yaşanmaktadır. Çünkü tüm ölümle sonuçlanan bu tür intihar olaylarının birleştiği tek bir nokta vardı, asılsız olan bu sözlere kanarak çocuklarının evlenmelerine müsaade etmeyen ailelerin karşılaştıkları kötü durum. Aynı akıbete düşmeyelim.

23 Mayıs 2007 Çarşamba

21 Mayıs 2007 Pazartesi

Cahit Sıtkı Tarancı'dan güzel bir şiir.

Desem Ki

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum

20 Mayıs 2007 Pazar

Atatürk ve bayrağımız.

19 Mayıs gençlik ve spor bayramı.


Tüm yurtta büyük bir heyecan ve coşku ile kutlanan 19 Mayıs gençlik ve spor bayramı herkese kutlu olsun.

14 Mayıs 2007 Pazartesi

Anneler günü için tüm annelere..........

Tüm annelere, anneler gününüz kutlu olsun.

Gökyüzünün suya yansıması

Tablo gibi

Sanki gökyüzüne uzanan bir çiçek bahçesi.

Asil bir görünüş

Karanfil

Sarı ile kırmızı yan yana gelince..

Kırmızı Gül

Üşümesin diye....

Bu kadarda yüklenirmi?

uyku tatlı gelince...

Son bir defa daha?

Alçıdan ınsanlar.

13 Mayıs 2007 Pazar

Okumak istiyorum

Ağlamak istiyorum hıçkırasıya,
Göz pınarlarımın dolmasını istiyorum doyasıya,
Saçlarım kurdeleli dursun istiyorum,
Bakışlarım bir kartal kadar keskin,
Bir kaplan kadar kararlı olsun istiyorum,

Güzel önlüğüm olsun istiyorum,
Ayaklarımda temiz çoraplar, boyalı ayakkabılar,
Sırtımda okul çantam olsun istiyorum,
İçinde kalemlerim ve kitaplarım olsun,
Yüreğim sevinçle dolsun istiyorum,

Bahçede oynayacak arkadaşlarım,
Sınıfta ders verecek öğretmenlerim,
Karatahtası ve üzerinde renkli tebeşirlerim,
Duvarda asılı haritalar ve bir köşede kitaplığım,
Her ders başı çalıp bizi sevince boğan zilimiz olsun istiyorum,

Neler oluyor bana böyle anne
Delirdim mi ben yoksa söyle,
Yine hayaller mi görüyorum,
Kahrımdan mum gibi eriyorum,
Ben artık okumak istiyorum.

Yazan. Metin AKSAÇ

12 Mayıs 2007 Cumartesi

Aspendos tiyatro.Miniatürk/İstanbul

Miniatürk parkından bir görüntü/İstanbul

Miniatür parkından bir görüntü/İstanbul

Miniatür parkından bir görüntü/İstanbul

Miniatür parkından bir görüntü/İstanbul

Rumeli Hisarından boğaz/İstanbul

Boğaziçi,Köprü /İstanbul

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Boğazdan gece görüntüsü/İstanbul

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler

İstanbul boğazı boyunca kıyıdan görüntüler