28 Nisan 2007 Cumartesi

Nemrut dağından bir başka görüntü

Nemrut dağından güneşin batışı

Nemrut dağı

Pamukkale/Denizli

Pamukkale/Denizli

Bolu Göynükten gece görüntüsü.

Bolu, Göynük ten bir görütü

Ormanlarımızdan bir başka manzara

Ormanlarımızdan bir görüntü" Bolu"

Bolu yedi göller yöresindeki ormanda bir gezinti.

Safranbolu evlerinden "sade bir oda"

Safranbolu evlerinden bir görüntü Ocak başı

Safranbolu evlerinden iç görüntü "Kınagecesi Maket"

Karadeniz, Amasra Limanından bir görünüş

Karadenizde şirin bir yer Akçakoca ve modern camisi.

26 Nisan 2007 Perşembe

17 Nisan 2007 Salı

Nasihat.

Yaşlı Cherokee Reisi, torununa öğüt verir:
"İnsanın içinde iki kurt yaşar. Biri kötüdür. Öfkeyi, kıskançlığı, derdi, pişmanlığı, kibri, kendini aşağılamayı, suçluluk duygusunu, yalanı ve bencilliği temsil eder.
Diğeri iyidir. Barışı, sevgiyi, sevinci, umudu, alçak gönüllülüğü, nezaketi, eli açıklığı, iyiliği, inanç ve merhameti temsil eder."
Torun, bir an düşünür ve sorar : "Peki, hangisi kazanır?"
Reis yanıt verir: "Hangisini beslersen o."

Üç kafadar

Hat sanatından bir örnek

Hat sanatından bir örnek

Hat sanatından bir örnek

Hat sanatından bir örnek

Hat sanatından bir örnek

Hat sanatından bir örnek

14 Nisan 2007 Cumartesi

Evlilik öncesi bazı tavsiyeler.

İnsanlar, şartlar ne olursa olsun biribirlerini deli ğibi sevdiklerini düşünürler. Pek çok yakınımın mutlu başlayan evliliklerinin hüzünle son bulduğuna şahit oldum. Hemen, hemen her ailede, bir birlerini severek evlenen ve sonunda geçinemeyip kısa zamanda boşananlar vardır. Aşkın da sevginin de bana göre dereceleri vardır. Boşanmalar da en önemli etken, sevgililerin arkadaşlık devrelerinde birbirlerini çok iyi tanımıdan, araştırmadan ve kendilerinde bu dereceleri iyi tespit edememesinden kaynaklanmaktadır. Bu kanıya vardım. Bunun için, herkesin ne istediğini, ne düşündüğünü, ne yapması gerektiğini çok iyi bilmesi, olayları tüm gerçekleri ile masaya yatırması, doğruları, yanlışları, eksileri ve artıları ile değerlendirip öyle karar vermesi gerekmektedir. Hiç kimse dört dörtlük değildir. Herkesin bir veya birkaç kusuru vardır. Bunlar üzerinde değerlendirme yaparken hataların ve yanlışların düzeltilip düzeltilemeyeceğine bakarak öyle karar vermelidir. Bir ömür boyu sürecek evlilik, gerçektir, hayal ürünü değildir. Bunu yaşatmak, sonsuzluğa taşımak kişilerin kendi elindedir. Sabır, güven, özveri, fedakârlık, dürüstlük, inanç, sevgi aşkın temel direkleridir. Bunların kişiler üzerindeki etkilerini çok iyi takip etmelidir. Eğer kişide bu özellikler varsa evlilikten korkma ama eksik veya hiç biri yoksa o zaman acele karar vermeden ve hatta aşkı daha fazla alevlendirmeden söndürmeli diye düşünüyorum. Evlilikte genellikle bu direklerden biri zedelenirse eşlerde huzursuzluk başlar. Bunu tamir etmek için hemen harekete geçmek gerekir. İkinci bir temel direğin yerinden oynamasına asla müsaade etmemelidir. Yoksa bu, üçüncü ve ardından dördüncüyü getirerek mutlu başlayan evliliklerin bir anda yok olmasına sebep olacak ve ardından daha büyük sorunları da beraberinde getirerek insan hayatını zehir edecektir. Bir söz vardır. “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş.” Nedense ilk evliliklerinde mutlu olmayıp, boşanan çiftlerin ikinci evliliklerinde daha dikkat ettikleri de bilinmektedir. Ya tecrübe kazandıkları, ya da bir kez daha aynı hataya düşmemek için acele karar vermekten çekindiklerindendir. Oysa bu hassasiyet ilk başta göstermiş olsaydı belki bu kötü olaylar yaşanmamış olacaktı.

Evlilik ayrıca bir statejiyi gerektirir. Akıl ve mantık işidir. Aklını ve mantığını iyi kullananlar evlilikte ortaya çıkan sorunları kolaylıkla halledebilir ve üstesinden gelebilir. Duygular da önemlidir ama bu duygular her zaman baskı kurarsa evlililkte sorunlar yaşanır. Kadın olsun, erkek olsun bazen geri adım atmasını bilmeli ve tavrını değiştirmelidir. Sonradan pişmanlık fayda vermez. Düşünerek hareket etmeli. Aşırı Kızan insan kırıcı olur daha fazla hata yapar ve çevresini üzer, bu sözlerin telefisi de olmaz. Önce sakinleşmek ve bir süre yanlız kalarak sorunları kendiliğinden azaltabilir veya kafanızada sakin düşünerek doğruyu bulabilirsiniz. İlk Evlilik %50 sevgi, % 50 cinsellik üzerinedir.Ben böyle düşünüyorum. Yaşlandıkça bu oran %30 ve hatta daha da gerilere düşer. İşte ozaman insanın birbirine daha çok ihtiyacı olur. Eğer % 50 sevgi kaybolmamış temeli sağlam kalmış yerini korumuş, hatta cinselliğin %50 sinden biraz alarak bu oranı arttırmışsa o zaman bu evlilik bir ömür boyu sürebilir. Cinsellik bu yaşta bile hala önemini korumalıdır. Bunun için birbirinize sahip çıkın, sımsıkı sarılın, sevgi ve saygınızı asla kaybetmeyin. Hep birbirinize sevgiyle hitap edin. Birlik ve beraberlikle önünüze ne engel çıkarsa çıksın aşacağınıza inanın. Asla ve asla birbirinize kötü söz kullanmayın, yalan söylemeyin. Birbirinize güven duyun. Evlilikte güven sevgi ve saygı kadar önemlidir. Hoş görüyü de unutmamak gerekir. Sabırlı olmak bir erdemdir. Güzel günlerde birbiriniz daima hatırlayın. Hayata sımsıkı sarılın. Eşinizle her şeyi, sevgiyi de, üzüntüyü de birlikte paylaşın. Bunları yapın ve önemseyin, göreceksiniz çocuklarınız da size örnek alacak ve onlarda eşlerine aynı şekilde davranacaklardır.